VI. ÜNİTE: PARAGRAF BİLGİSİ
1. ANLATIM BİRİMİ OLARAK PARAGRAF
Bir düşünceyi ana düşünce etrafında destekleyen cümle veya cümleler topluluğuna paragraf denir. Paragrafı oluşturan cümleler birbirleriyle bağlantılıdır; bu bağlantı paragrafta anlam bütünlüğünü oluşturur. Paragraf tek bir cümleden oluşabileceği gibi birden fazla cümlelerden de oluşabilir. Bir düşünce bir cümleyle anlatılabileceği gibi, birden fazla cümlelerle de anlatılabilir. Ancak gereksiz cümlelerle doldurulan paragraf okuyucuyu sıkar, yazının etki gücünü azaltır. Paragraf bir yazıda düşünce birimidir. Sözcükte sesler, cümlede sözcükler, paragrafta cümleler ve metinde de paragraflar dil birliği birimidir. Metinde sözcükler belli kurallara göre birleşerek cümleleri, cümleler de paragrafları oluşturur.
2. PARAGRAFTA YAPI
Yapı bakımından bir paragrafta üç bölüm bulunur. Bunlar giriş cümlesi, gelişme bölümü ve sonuç cümlesidir.
Bir metinde söylenmesi gerekenler paragrafta söylenir. Gereğinden az ya da fazla söylenenler paragrafın yapısını etkiler. Paragrafta birbiriyle bağlantılı, ilgili cümlelere yer verilir. Paragrafın ilk cümlesi giriş cümlesidir.Giriş cümlesi ilgi çekecek, merak uyandıracak şekilde düzenlenir.
İyi düzenlenmiş bir paragrafta bir cümle dahi çıkartılamaz. Çıkartılan cümle anlam kaybına neden olur.
3. PARAGRAFIN BOYUTU
Paragrafın boyutu anlatılan, tanıtılan, bildirilen konunun yer zaman ve kişilerle ilgi derecesine göre belirlenir. Anlatıcının, anlattığı yer ve objeyle ilişkisi paragrafın uzun veya kısa olmasını belirler. İletişim biçimi; iletinin (mesajın) niteliği; alıcının, göndericinin durumu ve ileti kanalının durumu paragrafın boyutunu etkiler. Tek cümleden oluşan paragraflar olduğu gibi birden fazla cümleden oluşan paragraflar da vardır. Yalnız karışık konularla ilgili düşüncelerin bir paragrafta toplanması güçtür. Bu tür metinlerde daha çok paragraflara yer verilebilir.
4. PARAGRAFTA ANLAM VE ANA DÜŞÜNCE
Bir metinde yazarın okuyucuya vermek istediği temel düşünceye ana düşünce denir. Başka bir söyleyişle ana düşünce paragrafta iletilmek istenen iletinin en kısa ve açık ifadesidir. Paragrafta ana düşünceyi destekleyen onu açıklayan diğer düşüncelere de yardımcı düşünce denir. Paragraftaki yardımcı düşünceler ana düşünce etrafında, onu değişik yönlerden destekleyen, tamamlayan, açıklayan ve onun doğruluğunu, yanlışlığını kanıtlayan cümle ve ifade kalıplarıdır. Paragraftaki ana düşünce diğer paragraflardaki ana düşüncelerle bağlanır. Bu bağlantılarla metnin bütünlüğü sağlanır.Paragrafta metnin tamamı dikkate alınarak ne, kim, nerede ne zaman, nasıl, ne kadar gibi soruların cevabı olacak şekilde iletiyi belirten düşüncelere yer verilir.
5. PARAGRAF ÇEŞİTLERİ
Paragraflar ifade edilecek konuya göre öyküleme, çözümleme, tanıtma, tanımlama, anlatma, betimleme, açıklama, tartışma, söyleşme vb. anlatım türlerinden biriyle oluşturulur. Paragraflar konu ve anlatımlarına göre çözümleme paragrafı, olay paragrafı, fikir paragrafı, fantastik paragraf vb. olarak adlandırılır.
Belli başlı paragraf çeşitleri şunlardır:
a. Olay Paragrafı: Anlatılması, açıklanması istenen bir olay ele alınır. Paragrafın yapısı olayın oluş sırasına göre, kişi-mekân ilişkisine ya da anlatıcının anlatılan veya nakledilen olayla ilişkisine göre değişir. Olay üzerinde yoğunlaşılır ve olayın en çok dikkat çekici yönleri ve heyecan verici yanları anlatılır. Olayın anlatımında anlatılmayan kısımlar sezdirilecek tarzda cümleler kullanılır.
b. Çözümleme Paragrafı: Bir düşüncenin incelenerek çözümlemesinin yapıldığı paragraflardır. Bu tür paragraflarda paragrafın konusu olan kişinin görünüşünden, konuşmasından davranışlarından söz eden cümlelere yer verilir. Bir düşünceyi çözümleyen paragraflarda düşünceyi oluşturan, destekleyen, geliştiren ögeler üzerinde durulur.
c. Düşünce (Fikir) Paragrafı: Herhangi bir konuda bilgi vermek, bir düşünceyi kanıtlamak amacıyla yazılan öğretici metinlerde bulunur.
ç. Betimleme (Tasvir) Paragrafı: Bir olayı ya da bir varlığı canlandırmak amacıyla yazılan paragraflardır. Betimleme paragrafında betimlenecek kişi, yer ve görünüşün benzerlerinden ayıran özellikleri üzerinde durulur. Betimleme paragrafında betimlenecek varlığın niteliğine göre paragrafın dili değişir.
d. Açıklama Paragrafı: Herhangi bir konunun, kavramın, nesnenin kullanımını, değerini açıklamak için yazılan paragrafa açıklama paragrafı denir. Açıklama yapılırken basit olandan karmaşık olana doğru gidilir. Yerine göre açıklanacak konunun herkesçe bilinen veya bilinmesi gereken yönü belirtilir. Açık, anlaşılır bir dil kullanılır.
e. Düşsel (Fantastik) Paragraf: Çağrışıma bağlı tamamen olağan ve olağan dışı hayal gücüne dayanılarak oluşturulan paragraflardır.
f. Mizahi Paragraf: Mizah (gülmece) yazılarında okuyucuyu gülmeye ve alaycı bir bakış açısıyla düşünmeye yönelten paragraflardır.
6. PARAGRAFTA DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI
Bir metnin giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden meydana geldiğini biliyorsunuz. Bir metinde giriş paragrafı, konunun ne olduğunun ortaya konulduğu bölümdür. Burada ele alınan konu, tartışılacak sorun ortaya konur. Bir bakıma bu bölüm tanıtma paragrafıdır. Giriş paragrafında ortaya atılan görüşler metnin diğer paragraflarında (gelişme bölümünde) örneklerle, karşılaştırmalarla ve açıklamalarla anlaşılır hâle getirilir. Giriş paragrafındaki görüşler kanıtlanır. Sonuç paragrafında da anlatılanlardan bir sonuca varılır. Metnin gelişme bölümü bir paragraf olabileceği gibi ele alınan konunun boyutuna göre birden fazla paragraftan da oluşabilir. Metinde geliştirme paragraflarda ileri sürülen düşüncelerin birbirine bağlanmasıyla sağlanır. Paragraflar arası düşünceler âdeta bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlanır ve metinde mantıksal bir bütünlük kurulur. Metnin geliştirilmesinde örnekleme, verilerden yararlanma, konuyla ilgili kanıtlar gösterme gibi çeşitli yöntemlere başvurulur. Bu yöntemlerin hepsi bir arada kullanılmaz. Anlatılacak konunun özelliğine uygun olan bir yöntem seçilir.
7. METİN VE PARAGRAF
Bir metin duygu düşünce ve isteklerin iletilmesinde kullanılan bir iletişim aracıdır. Paragraflar ise bu iletişim aracının bir alt birimidir. Paragraflarda ele alınan düşünce ve görüşler metni oluşturur. Metinlerde okuyucuyu bilgilendirmeye, onu coşturmaya ya da hüzünlendirmeye yarayan hususlar yer alabilir.
ÖZET
Bir düşünceyi ana düşünce etrafında destekleyen cümle veya cümleler topluluğuna paragraf denir. Bir paragraf cümlelerden, cümleler sözcüklerden ve sözcükler de seslerden oluşur. Bu bakımdan paragraf kendi içerisinde bir anlam bütünlüğü bulunan bir düşünce birimidir.Bir metinde söylenmesi gerekenler paragrafta söylenir. Paragrafta giriş cümlesi, gelişme bölümü ve sonuç cümlesi bulunur. Paragrafın boyutu ele alınan konuya göre değişir. Tek cümleden oluşan paragraflar olduğu gibi birkaç cümleden oluşan daha uzun boyutlu paragraflar da vardır. Paragraftaki verilmek istenen iletinin en kısa ve yalın ifadesine ana düşünce denir. Paragraflarda ele alınacak konuya göre öyküleme, çözümleme, tanıtma, betimleme vb. anlatım türlerinden biriyle oluşturulur. Paragraflar konu ve anlatımlarına göre olay, betimleme, çözümleme, düşünce, açıklama vb. türlere ayrılır. Paragrafta ele alınan görüşler örnekleme, açıklama, karşılaştırma yollarıyla geliştirilir. Paragraftaki düşünceler bir ana düşünce etrafında bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlanır. Bir metinde okuyucuyu bilgilendiren, ona mutluluk veren coşturan hüzün veren paragraf yer alabilir.
Paragraf Yapısı ve Özellikleri |
Paragrafın Yapı Bilgisinin ÖnemiParagrafları doğru anlayabilmek İçin paragrafın yapısı üzerinde, geniş bir bilgiye ve pratiğe sahip olmamız gerekmektedir. Paragraflar genellikle iki gurupta toplanabilir. Birincisi öyküleme ağırlıklı yani bir düşüncenin değil olay akışının ağırlıklı olduğu paragraflar. Bu gruptakilerin yapısının bilinmesi pek önemli değildir. Bizim için asıl önemli olan düşünce yazısı türündeki paragrafların yapısıdır. Düşünce yazısı türündeki eserlerden alınmış paragrafların giriş, gelişme, sonuç şeklinde planlan vardır. ÖSYM sorularında paragrafın yapısıyla doğrudan ilgili sorular azdır. Fakat önceden de belirttiğimiz gibi paragrafın yapı bilgisinin ana fikir ve yardımcı fikir sorularında büyük yarar olmaktadır. Onun için bu konuya özellikle dikkat edilmeli bu konu en ince ayrıntısına kadar bilinmelidir. Ondan da önemlisi örnek paragraflar üzerinde çalışmalar yapılmalıdır. Paragrafla İlgili Soru TipleriÖSS'deki paragraf soruları değişik tiplerde olabilir. Paragraf sorularının genellikle şu alanlar üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir:
Paragraf planı ya da yapısı ile ilgili sorularda şu soru kalıpları kullanılmaktadır: -Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? GİRİŞ - GELİŞME - SONUÇ CÜMLESİGiriş Bölümü İdeal bir paragrafın ilk bölümü olan giriş bölümünde yazar, sonraki bölümde savunacağı, üzerinde duracağı, destekleyeceği fikri ortaya atar. Bir Yazının İlk Cümlesinin Özellikleri Paragrafta giriş bölümü genellikle tek, bazen de iki cümleden oluşur. Giriş bölümünün ilk cümlesi önemlidir. Bu aynı zamanda bir yazının veya paragrafın ilk cümlesi olacağından bu cümlede bir önceki cümleyi gerektirecek ifadeler bulunmaz. ÖSYM sorularının bir kısmı, bir yazının ilk cümlesi olmaya uygun olan cümleyi bulmamızı isteyen sorulardır. Aşağıdaki örnekleri dikkatlice inceleyelim: Bir yazının ilk cümlesi olmaya uygun olan cümleler: Dikkat edilirse bu sütundaki cümleler, kendilerinden önce başka cümlelere gerek duymadan bir paragraf başlatabilirler. Çünkü bu cümlelerde, sonraki cümlelerde ispatlanması gereken birer yargı vardır. Bağlayıcı öğe yoktur. Demek ki bu cümleler bir yazının ilk cümlesi olabilir. Bir yazının ilk cümlesi olmaya uygun olmayan cümleler: Dikkat edilirse bu cümleler daha önceki cümleye bağlanıyor. Demek ki bu cümlelerden önce başka cümleler var. Öyleyse bunlar bir yazının ilk cümlesi olmaya uygun değildir. Öyleyse şunu bilmemiz gerekiyor ki bir yazının ilk cümlesi olacak cümlede "bundan dolayı, çünkü, ama, ancak, şöyle ki, fakat, yalnız, özetle" gibi önceki bir cümlenin habercisi, bağlayıcı sözcükler bulunmamalıdır. * Aşağıdaki cümlelerde bağlayıcı öğelerin olmadığına ve bu cümlelerin bir yazının ilk cümlesi olmaya uygunluğuna dikkat ediniz. Sanatçılar, dış dünyadan algıladıklarını iç dünyalarıyla birleştirerek bunları eserlerine yansıtırlar. * Aşağıdaki cümlelerde bulunan bağlayıcı öğelere ve bu cümlelerin bir yazının ilk cümlesi olamayacağına dikkat ediniz. -Sanatçılar, dış dünyadan algıladıkları bu görüntüleri iç dünyalarıyla birleştirerek eserlerine yansıtırlar. Örnek Soru: Aşağıdaki cümlelerden bir paragraf oluşturulmak istense, bunlardan hangisi o paragrafın giriş cümlesi olur? A) Nice eserler, biçimce zayıf ve çirkin olduklarından başarı kazanamamıştır. Örnek: Aşağıdaki örnek parçada giriş bölümüne dikkat edelim. Yakup Bey, çocuklarına modern eğitim sistemlerine örnek olacak değerde bir eğitim metodu uygular. Çocuklarına kızmayı adet edinmemiş bu olgun baba, yaramazlık yapan çocuklarını azarlamak ya da dövmek yerine, ellerine birer kâğıt kalem tutuşturur, önlerine de bir vazo çiçek veya başka bir örnek koyar, elindeki bozuk paraları şangırdatırmış. Çocukları, şangırdayan paraların ödül olarak verileceğini hayal ederken bir taraftan da pür dikkat resim yaparlarmış. Örnek: Aşağıdaki parçada yazarın birinci bölümde bir fikir öne sürdüğüne ve ikinci bölümde bu fikrini desteklemek için örnek verdiğine son bölümde bir sonuca ulaştığına dikkat ediniz. Bunlar giriş, gelişme ve sonuç bölümleridir. Sanatta güzelliğin onun anlaşılırlığı ve yararlılığı gibi durumlarla ilgisiz olduğu iyi bilinmeli. Antep'in ünlü sinemacısı Nakıp Ali, o sıralar çok tutulan "Beyaz Yele" ve "Kırmızı Balon" filmlerini kente getirtmiş, oynatacakmış da pek umudu yokmuş. Umulmadık bir seyirci kitlesiyle karşı-laşmış. Filmden ne anladıkları konusunda sorulan sorulara seyirciler düz bir yanıt vermişler: "Bilmem... Çok güzeldi." Güzelliğin başlı başına bir işlevi var anlaşılan. Yararlı ya da anlaşılır olması önemli değil, var olması yetiyor. Bu da ister aydınların ister halkın neyi anlayıp anlamadığı, neyi sevip sevmeyeceği, ona nelerin sunulması gerektiği konusunda ahkâm kesmekten alıkoymalı bizleri. Giriş bölümü konuya giriştir. Sonrasında mutlaka örnek gelecek diye bir şart yoktur. Aşağıdaki paragrafta giriş bölümünde konuya giriş yapılmıştır. Sonraki cümlelerde ise birinci cümlede sözü edilen insanlara çengel atmak sözünün anlamı açıklanmıştır. Konuya nasıl girildiğine, açıklamanın nasıl yapıldığına dikkat edelim. Örnek: Ben yazılarımda sadece, insanlara çengel atmaya çalışırım. Onların düşüncelerine, sözlerine, düşlerine, mutluluklarına, acılarına, sevinçlerine ve bu yiğitlerin yoğurt yiyişlerine eğilirim. Bir başka deyişle yaşayanları kitaplara geçirerek ölümsüzleştiririm, onları tekrar yaşatırım. Kaleme gelmezlerden, gönül belasına düşenlerden tutun da çanak yalayıcılara, hıkmıkçılara, iyilik pehlivanlarına, diktatörlere uzaktan merhabacılara değin herkes benim tenceremde pişer. Giriş Cümlesinin Özellikleri- Konunun ortaya konulduğu cümledir. Gelişme BölümüGiriş bölümünde öne sürülen düşünce bu bölümde desteklenir, ispatlanır. Yazar, ortaya attığı düşüncesini geliştirmek veya ispatlamak için düşünceyi geliştirme yolları kullanır. Bu bölümde açıklama, destekleme, ispatlama esas olduğu için bağlayıcı öğe dediğimiz bundan dolayı, çünkü, ama, ancak, bu görüşe göre, öyle ise gibi, bulunduğu cümleyi bir önceki cümleye bağlayan sözler göze çarpar. Örnek: Aşağıdaki örnek parçada bağlayıcı öğelere dikkat edelim. Böylece gelişme bölümünün hangi cümleyle başladığını bulalım. Sözcükler zamanla, çeşitli sebeplerle, çok değişik kavramları karşılar hale gelebiliyorlar. Sözgelimi, önceleri sırf koyun, sığır, deve gibi hayvanların topuna birden mal denirken, bu sözcük bugün daha çok, her türlü taşınabilen servet anlamında kullanılmaktadır. Çünkü, bir zamanlar çobanlıkla geçinen dedelerimiz servet olarak yalnız bu büyükbaş hayvanları tanıyorlardı; başka kültür çevreleriyle temasa geçince, servet olarak başka nesneleri de öğrendiler. Böylece mal sözcüğü kültür değişimi sonunda öteki nesneleri de içine aldı. Parça okunduğunda görülüyor ki ilk cümle giriş bölümünü oluşturuyor. Ana fikir bu cümleden anlaşılıyor. Daha sonraki bölümde ana fikir ispatlanıyor. Sözgelimi ifadesiyle örnek veriliyor. Çünkü ifadesiyle açıklama yapılıyor. Böylece ifadesiyle anlatılan örnek derlenip toparlanıyor. Örnek: Aşağıdaki parçayı inceleyip giriş ve gelişme bölümlerine dikkat edelim. Bugün biz insanlarımıza, kendi dillerinde, kendileri için gerekli temel bilgileri verecek olan kitapları dahi okutabilme konusunda tam bir ba-şarısızlık içindeyiz. Basılan gazete, dergi ve kitap sayılarına baktığımızda bunun çarpıcı bir olumsuzluk olarak karşımızda durduğunu görmekte gecikmeyiz. Buna kütüphanelerden yararlanma oranlarını da ekleyebiliriz. Hatta kitapların baskı adetlerine de bir göz atabiliriz. İtiraf etmeliyiz ki insanlarımızın kitaplardan yararlanma oranı çok düşük. Yukarıdaki parçada ilk işarete kadar olan kısım giriş cümlesidir. Burada insanımızın kitaplardan yararlanmadığı görüşü belirtilmiştir. Sonraki bölümde yani gelişme bölümünde bu düşünceyi inandırıcı hale getirmek amacıyla deliller sıralanmış ve sonuç bölümü olan son cümlede de düşünce yinelenmiş, derli toplu bir şekilde belirtilmiştir. Örnek: Aşağıdaki parçayı inceleyip giriş ve gelişme bölümlerine dikkat ediniz. Her birine çok büyük saygı gösterdiğim bazı kitapevlerinin 80'li yıllardan itibaren değişik derecelerde yozlaştığı görüşündeyim. Bunlar önceleri bir kitabevi zincirinin parçası oldular. Kâr kaygılarıyla raflarındaki edebiyat ve şiir kitaplarının sayısını en aza indirdiler. Kaset, dergi, gezi rehberi, takvim gibi nesneler satmaya başladılar. Masraflarını kısmak için asgari ücrete razı kitap sevmez insanlar çalıştırmaya başladılar. Kitaplardan gasp ettikleri bölümlerde çay ve kahve satma girişimleriyle övünür oldular. Okuduğunuz parçada ilk bölümde konuya giriş yapılmıştır. Biz bu cümlelerle konunun kitapevlerindeki değişim olduğunu anlıyoruz. İkinci cümleyle başlayan gelişme bölümünde ise bu değişimin nasıl olduğu anlatılıyor. Gelişme Cümlelerinin Özellikleri- Gelişme bölümündeki cümleler, giriş cümlesinde belirtilen konuyu açıklığa kavuşturur; ana düşüncenin belirginleşmesine yardımcı olur. Sonuç BölümüYazar giriş bölümünde bir fikir öne sürmüştü. Gelişme bölümünde bu fikri, düşünceyi geliştirme yollarıyla desteklemiş ve inanılır hale getirmişti. Son bölüm olan sonuç bölümünde ise yazar, fikrini derleyip toparlar ve bir sonuca bağlar. Bu bölüm genellikle tek cümledir. Örnek: Aşağıdaki parçada konuya nasıl giriş yapıldığına konunun nasıl somutlaştırıldığına, sonuç cümlesinde sonuç yargısına, yani ana fikre nasıl ulaşıldığına dikkat edelim. Sanatçılar eserlerine yapılan eleştirileri nedense kabul etmek istemiyorlar. Çok açık gaflarını bile bir türlü görmek istemiyorlar. "Evet, ama fakat, hayır, şey yani, tabii ki dediğiniz yanlış" laflarıyla işi idareye çalışıyorlar. Bilmiyorlar ki iyi sanatçı olmak, eleştiriye açık insanların harcıdır. Eleştirilmeden başarılı olmak olanaksızdır. Bu parçada giriş bölümünde sanatçıların eleştiriye tahammülleri olmadığı belirtilmiş, sonuç bölümünde de eleştirilmeden başarılı eser vermenin olanaksız olduğu anlatılmıştır. Ortadaki gelişme bölümünde sanatçıların konuyu destekleyen sözlerinden alıntılar yapılmış. Örnek: Aşağıdaki parçada da sonuca ulaşmak için nasıl bir yol izlendiğine, sondaki yargı cümlesine ulaşmak için yazarın parçaya kendi hayatından bir örnekle başladığına böylece sonuca nasıl ulaştığına dikkat edelim. Önceleri taşradan da büyük sanatçılar çıkacağını zannederdim, ilk romanımı yayımlayınca pek ses getirdi diyemem. Bir şeyi çok iyi anladım o zaman. Gerçek bir yazar olmak gerçek bir üne kavuşmak bir taşra kentinde kesinlikle mümkün değildi. Ben de kalktım İstanbul'a gittim, yani büyük kente. Evet, İstanbul büyük kenttir ve büyük kentlere özgü kurallar uygulanır orada. Hiçbir zaman, hiçbir taşra kentinde ben yazarım deyip yazar olamazsınız, kimse olamaz. Yazar bu parçada taşra kentlerinde büyük bir yazar olunamayacağını anlatmış. Konuya girebilmek için kendi yaşamından örnek vermiş ve anlatmak istediği sonuca bu örneğin desteğiyle ulaşmıştır. Her Paragraf İdeal Olarak BölümlenmezGiriş, gelişme ve sonuç bölümü olan paragraflar ideal paragraflardır. Şunu çok iyi bilmeliyiz ki bütün paragraflar ideal değildir. Yani her paragrafın giriş, gelişme, sonuç bölümlerinin olması gerekmez. Bazıları giriş ve gelişme, bazıları gelişme ve sonuç, bazıları da sadece gelişme bölümünden oluşmaktadır. Örnek: Aşağıda sadece gelişme bölümünden oluşmuş bir paragraf verilmiştir. Gelişme bölümünde neyin ispatlanmaya çalışıldığını bulunuz. Yani giriş cümlesi veya sonuç cümlesi olabilecek cümleyi ana fikir cümlesini çıkarınız. Türkiye'de yaşayan insanların kitap okumak için boş zamanları yoktur. Çünkü burada kitap boş zamanda okunur bir nesnedir. Otobüste giderken her gün seyrettiğimiz yerleri seyretmekten daha önemli ne olabilir ki? Belki yol kenarındaki çimler biraz daha büyümüştür. Gazetelerin promosyon olarak verdiklerininin haricinde kitaba ayıracak para da yoktur. Bunlar da vitrindeki kullanılmayan fincanlarla ebedi komşu olmuşlardır. Evet, bu parça sadece gelişme bölümünden oluşuyor. Görülüyor ki bu paragraf Türkiye'de insanların kitap okumaya gereken önemi vermedikleri ana fikrini desteklemek amacıyla yazılmış. Ana fikir cümle halinde belirtilmemiş. O halde bize düşen parçayı özümleyip ana fikri çıkarmaktır. Örnek: Aşağıdaki parçada giriş bölümünde yazarın bir fikir ortaya attığına, gelişme bölümünde bu fikri desteklemek amacıyla televizyondaki tartışma programlarından örnek verdiğine ve sonuçta ana fikri, derli toplu bir cümle şeklinde ortaya koy-duğuna dikkat edelim. Konuşma ve dinlemeyi, anlaşma madalyonunun iki yüzü gibi birbirini tamamlayan yönler olarak düşünmek gerekir. Televizyondaki tartışma programlarını izleyenler, dinleme bakımından ne kadar yetişmemiş olduğumuzu anlamakta güçlük çekmezler. Genelde güzel konuşan çoktur; fakat kendini vererek dikkatle dinleyenlerin sayısı pek fazla değildir. Oysa konuşma öyle bir diyalogdur ki buna katılan bir insan, sırası geldikçe aktif veya pasif rol oynar. Bu sanatta sivrilebilmek için saygı ile hitap etmesini bildiğimiz gibi dinlemesini de bilmemiz gerekir. Sonuç Cümlesinin Özellikleri- Dil ve düşünce yönünden kendinden önceki cümleye bağlıdır. |
PARAGRAF BİLGİSİ |
PARAGRAF KONU ANLATIMIParagraf herhangi bir yazının bir satırbaşından öteki satırbaşına kadar olan bölümüne denir. Paragraf bir olayın, bir durumun, bir duygunun sadece bir yönünü ele alır. Paragraf uzun bir yazıya yapı olarak benzer. Paragrafta da uzun yazılarda olduğu gibi giriş, gelişme, sonuç bölümleri vardır. Her paragrafta bir düşünce savunulur. Paragrafı oluşturan cümlelerin anlam ve yapı yönünden bir uyum içerisinde olması gerekir. A) PARAGRAFIN ANLAM YÖNÜ1) Paragrafın Konusu: Her paragrafta yazar bir şeylerden söz ederek okura mesaj ulaştırmak ister.Paragrafta üzerinde durulan,hakkında söz söylenen düşünce,olay ya da duruma "konu" denir. NOT: Konunun belirlenmesi ana düşüncenin belirlenmesi için ilk aşamadır.Konu,genellikle paragrafın ilk cümlesinde yer alır.Kimi zaman da ikinci cümlede yer alır. Örnek: Sabun köpüklerinde gökkuşağının renklerini, lapa lapa yağan karda uçuşan serçeleri görebildiğimiz için Tanrı'ya şükredelim. Eğer bize verilen nimetleri ve bütün güzellikleri göremeyecek kadar kör isek utanalım. Elimizdeki nimetleri sayalım. Ufak tefek çabalarla ortadan kaldırılabilecek sıkıntıları değil. Şimdi bu paragrafı dikkatlice okuyup anladıktan sonra paragrafa şu soruyu soralım: "Parçada neden söz ediliyor?" Bu sorunun cevabı "Mutlu olabilmek için hayatın kötü yönlerini değil güzel yönlerini görmeye çalışmak gerekir" cevabını alıyoruz. Örnek: Herkes mesleğinde ve hayatında birçok karanlık yoldan geçmeye mecburdur. Ancak bu yolları elinde bir ışık olmadan geçmeye çalışmaktansa, başkalarının tecrübe meşalelerinden faydalanarak yürümek daha kolay ve karlı değil midir? Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden bahsedilmektedir? Çözüm: Paragrafın bütününü dikkatlice okuduktan sonra "paragrafta neden söz ediliyor?" sorusunu paragrafa yönelttiğimizde "hayatı kolay bir hale getirmek için başkalarının tecrübelerinden yararlanmak gerekir ." cevabını alırız. Cevap: C 2) Paragrafın Başlığı:Bir paragrafın başlığı konu ve ana düşünceyle doğrudan ilgilidir. Başlık,konu ve ana düşüncenin bir çeşit özetidir.Başlık paragrafın tamamını kapsar. Paragrafın başlığını bulurken paragraf okunduktan sonra ilk ve son cümle tekrar okunmalıdır.Bu cümleler genellikle konuyu ve ana düşünceyi verir.Başlık ana düşünceyle özellikle de konuyla ilgilidir. Örnek: Sözü uzatmak, büyütmek, dallandırmak, gereksiz kelimelerle doldurmak yoktur onda. Ne diyecekse en açık, en doğru biçimde söyler. Ama bu sözler bir araya geldi mi bir derinlik, bir anlam çoğalması, üzerinde uzun uzun durmak, incelemek, düşünmek gerekliliği yaratır. Bu paragrafın ana düşüncesi, "Söyleyeceği sözü uzatmadan açıkça söylemek." olduğuna göre, başlık da düşüncenin özeti olan "özlü anlatım" olmalıdır. Örnek: Para, gerçek zenginlik değildir. O, sadece ihtiyaçların giderilmesine vasıta olduğu için değerlidir. Bir çölün ortasında, hararetten yanan bir insan için birkaç damla soğuk su, bir torba altından çok daha değerlidir. Bu paragrafın başlığı aşağıdakilerden hangisi olabilir? Çözüm: Paragrafın ana düşüncesi "Para gerçek zenginlik değildir." Bu ana düşünceyi kapsayan başlık "Gerçek Zenginlik" olmalıdır. Cevap: A 3) Paragrafın Ana Düşüncesi:Yazarken veya konuşurken karşımızdakine bir şeyler aktarmak isteriz. İster bir olay aktaralım, isterse bir konudaki düşüncemizi aktaralım,bunların hepsini bir amaç için ortaya koyarız.Bu amaca,aktarmak istenilen bu mesaja "ana düşünce" denir. "Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?" sorularına cevap verir. Ana düşünce paragrafın başında, ortasında, sonunda olabileceği gibi paragrafın geneline sindirilmiş de olabilir. Örnek: "Kışın beyaz güzelliğinin de yazın sıcak ve nemli günlerinin de zevkine var. Her mevsim, her gün, her an gelir geçer ve hiçbiri asla birbirinin aynı ya da tekrarı değildir. Kış soğuğunun ortasında yazı, yazın bunaltıcı sıcağında kışı özlemek yerine, her mevsimi kendi güzelliğiyle kabul et." Parçada, her mevsimin, her anın kendine göre bir güzelliğinin olduğu, bir mevsimi yaşarken bir başka mevsimin hayalini kurarak yaşamamak ve içinde bulunduğumuz mevsimin tadını çıkararak yaşamak gerektiği anlatılıyor. Öyleyse bu paragrafın ana düşüncesi: " Hayatın her mevsiminin tadını çıkarmak gerekir." olmalıdır. 4) Paragrafın Yardımcı Düşünceleri:Ana düşünceyi inandırıcı bir duruma getirmek,desteklemek amacıyla çeşitli düşüncelere,görüşlere de yer verilir,bunlara "yardımcı düşünce" denir. Bir paragrafta ana düşünce bir tane iken yardımcı düşünce sayısı birden fazla olabilir.Yardımcı düşünceler ana düşünceyle bağlantıları ölçüsünde önem kazanır. Yardımcı düşünceyle ilgili sorular çoğu zaman "olumsuz" biçimdedir.
biçimdeki olumsuz sorular yardımcı düşünceleri sorar. Seçeneklerin dördünde söz edilenler parçada bulunmalıdır.Bu yüzden bu tip olumsuz sorularda paragraflar dikkatlice okunmalı,yardımcı düşünceler iyi belirlenmelidir. Örnek: Hislerimizi etkileyen yüz ifadeleri üzerinde yapılan çalışmalar, iyi durumdayken bile pek fazla gülmediğimizi ortaya çıkarmıştır. Oysa gülümseme ve gülme, biyolojik süreci etkileyerek kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar. Onlar, beynimize giden kan ve oksijen miktarını, sinir taşıyıcılarının uyarı düzeyini artırır. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? Çözüm: Parçada A, B, C seçeneklerinde verilenlere ulaşılabilir. Parçada, beyne giden kan ve oksijen miktarının artması sağlıklı olmaya değil, gülümsemeye bağlanmıştır; bu yüzden D seçeneğinde verilen yargıya ulaşılamaz.Cevap: D B) PARAGRAFIN YAPISI Her cümlenin paragraf içinde özel bir yeri vardır.Nasıl ki her metnin bir girişi, bir gelişmesi, bir sonucu varsa paragraf da böyle bölümlere ayrılır. Her cümle kendinden önceki ve sonraki cümleyle hem anlam hem de yapı bakımından ilişki içindedir. 1) GİRİŞ (Bölümü) CÜMLESİ:Giriş cümlesi paragrafın ilk cümlesidir. Bu bölümde paragrafta ele alınacak konu belirtilir. Kendisinden sonraki her cümle, dil ve düşünce yönünden giriş cümlesine bağlıdır. NOT: Giriş cümlelerinde bir cümleyi önceki cümleye bağlayan "bağlayıcı öğeler" bulunmaz. "Fakat, ama,lakin, ancak, yalnız, çünkü, yani, oysa,n ne var ki, bu nedenle, şöyle ki, halbuki, kısacası,." bağlaçlarına yer verilmez. NOT: Giriş cümlesi kendinden önceki bir yargının varlığını hissettirmez;çünkü daha önce söylenen bir şey yoktur. Örnek: Aşağıdakilerden hangisi bir yazının ilk cümlesi olmaya en uygundur? A)Yeni öykücüler arasında Türkçe'yi bütün güzelliği ile kullananlar var. 2) GELİŞME BÖLÜMÜBu bölümde girişte ele alınan konu açıklanmış, tartışılmış, betimlenmiş ve öykülenmiştir. Bundan dolayı ayrıntılara girilmiş, düşüncelerle desteklenmiş, bütünleşme sağlanmış bölüme "gelişme bölümü" denir. Gelişmeyi oluşturan cümleler, dil ve düşünce yönünden kendisinden önceki ve sonraki cümleye bağlıdır. Bu cümleler konunun geliştirilip açıklandığı cümledir. Gelişme cümleleri ana düşüncenin belirginleşmesini sağlayan yardımcı düşünceleri içerir. NOT: ".... hangisi söylenemez, hangisine değinilmemiştir, hangisine ulaşılamaz?" biçiminde düzenlenmiş, olumsuz sorularda "söylenen, değinilen, ulaşılan" sonuçların çoğu gelişme bölümünde bulunur. Örnek: Bence edebiyat, bütün türleriyle masalla başlar, masalla biter. Masal, türler içinde en çok şiire yakındır. Ritmiyle, tekrarıyla, hayaliyle. Eşine rastlamadığımız ama umutlarımızı, korkularımızı, sevinçlerimizi taşıyan yeni eşyalar, yeni insanlar, yeni hayvanlar yaratır masal. Bu nedenle en çok şiire yakındır. Bu parçada masalla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Yinelemelere yer verildiğine, 3) SONUÇ (Bölümü) CÜMLESİ:Paragrafın en can alıcı,en etkili bölümü burasıdır. Sonuç bölümü çoğu kez, kendinden önceki düşünceleri açıklayan, özetleyen bir nitelik taşır. "Kısacası, demek ki, yani, böylece, sonuç olarak, öyleyse." gibi özet anlamı taşıyan bağlaçlarla tamamlanır. Yazar bu bölümde düşüncelerini derleyip toparlar ve bir sonuca bağlar.Sonuç bölümü,bazen giriş bölümünün tekrarı biçiminde bazen de ana düşüncenin anımsatıldığı,paragrafın özetlenmesi şeklinde oluşur. Örnek: İnsanın doğayla savaşımında korkunun rolü yansımaz.Önemli olan, bu insanca duyguyu iyi değerlendirebilmektir. Nasıl ki kullanılması bilinmeyen bir silah bazen geri tepip büyük zararlara yol açabiliyorsa, korku da denetim altında tutulmayıp kendi başına bırakılırsa sonuç hiç kimse için iyi olmaz. Korkalım; ama neden, niçin korktuğumuzu bilelim. Korkuya yenilme kaygısının tutsağı olmayalım. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez? A)Korkuyla birlikte yaşamayı öğrenelim. Çözüm: Parçada korkuyla yaşamın sadeliğinden,bu duyguyu iyi değerlendirmenin gerekliğinden söz edilmektedir.Bu parçanın sonuna A,B,D,E seçeneklerindeki ifadeler getirilebilir.Fakat korkunun toplum üzerindeki değişik etkilerinden söz edilmediği için E'deki ifade ile tamamlanması uygun olmaz. Düşüncenin Akışını Bozan Cümleler:Her cümle kendinden önceki ve sonraki cümleyle hem anlamlı hem de yapı bakımından ilişki içerisindedir. Bu yüzden bir paragrafta dil ve düşünce bağlantısı iyi kurulmamışsa, anlatımın akışı bozulur. Paragrafın içerisinde belirtilen düşünceden farklı bir düşünceye değinen cümleler düşüncenin akışını bozar. Örnek: (I) Bu kitap, yaşamının değişik dönemlerinden seçilmiş ürünlerden oluşuyor.(II) Ağırlık 197O lerden önce yazdığım şiirlerde (III) Son beş yılda dergilerde birçok şiir yayımladım, ancak bu şiirleri kitaba almadım. (IV)Anılarımda da belirttiğim gibi bunlar kendimle uzun bir hesaplaşmadan sonra oluşan şiirler.(V) Dolayısıyla beni bütün yöntemlerimle okurlarımla tanıtacaktır. Yukarıdaki numaralanmış gibi cümlelerden düşüncenin hangisi akışını bozmaktadır? Çözüm: Bu parçanın üçüncü cümlesi düşüncenin akışını bozuyor. Çünkü 1. ve 2. cümlede kitaptaki şiirlerden söz edilmiş 3. cümlede ise kitapta olmayan şiirlere değinilmiş 4.cümlede ise yine kitapta olanlara geçilmiş 4. cümledeki "bunlar" sözü bir önceki cümleye bağlı olduğunu açıkça ortaya koymuştur.3.cümle çıkarılırsa anlam düzelir. Parçayı Bölümlere Ayırma: Bir paragraf ancak bir düşünceyi anlatır.Parça iki paragrafa bölünmek istenirse,parçada iki ayrı düşünce var demektir.Öyleyse parça içinde her düşünce ayrı bir paragrafta yer almalıdır. Örnek: Bu parça,açıklanan düşünceler açısından iki paragrafa ayrılmak istense,ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A)1 B)2 C)3 D)4 E)5 Çözüm: Parçada 3. cümleye kadar sanatçının mektuplarından oluşan bir kitabın özellikleri;3.cümleden sonra ise sanatçının sevdiği tür üzerinde duruluyor.Yani yeni bir konuya geçiliyor.Bu da ikinci paragrafa geçilmesini gerektiren bir durumdur. Paragrafa Cümle Ekleme: Bir paragrafın başına,ortasına ve sonuna getirilecek cümle,kendisinden önceki veya sonraki cümleyle dil ve düşünce yönünden bağlantılı olmalıdır. Örnek: İnsanların beğenileri birbirine uymaz.Belki o kırmızıdan hoşlanıyor,siz yeşili seviyorsunuzdur.Belki o,Wagner'in müziğini beğeniyor. Siz Mozart'ı yeğliyorsunuzdur. . Gördüklerinden ve dinlediklerinden aldığı tat sizinkine uymuyor diye karşınızdakini zevksizlikle,kabalıkla suçlamaya hakkınız yoktur. Bu parçada boş bırakılan yere,düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A)Kimi zaman beğenilerinizin bağdaştığı da olur. Çözüm: Paragrafta asıl anlatılmak istenen farklı beğenileri olan insanların davranışlarının da farklı olacağı,bundan dolayı da insanların suçlanmaması gerektiğidir.Değişik renklerden hoşlanan,değişik müzikler dinleyen insanlar değişik davranışlar sergileyeceğine göre boş bırakılan yere "D" seçeneğindeki cümlenin gelmesi uygun olur. Bir Sorunun Cevabı Olan Paragraflar Bir paragrafın ilk cümlesi sorudan sonra okunduğunda soru ve ilk cümle arasında bir uyum olması gerekir.Bu bakımdan genellikle konuyla ilgili bu tür sorular sorulduğu paragraftaki ilk cümleden anlaşılır. Örnek: Bu soru,birçok yazara sorulmuştur.Soruyu yanıtlayanlar arasında, "Kendim için yazıyorum." diyenler de vardır.Eğer bu tür bir yanıtı benimsemiş olsaydım, okurlarımı kendimle bütünleştirirdim; yani, "Onlar demek,ben demek" derdim.Oysa ben,beni anlamak için özel bir çaba gösterecek olanlara sesleniyorum. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A)Yapıtlarınızla ilgili tepkilerine göre,okurlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Çözüm: Yazar; "Oysa ben,beni anlamak için özel bir çaba gösterecek olanlara sesleniyorum." diyerek aktif okuyuculara hitap ettiğini belirtmektedir.Böylesine bir yanıt E seçeneğindeki "Yapıtlarınızı oluştururken hangi tür okuru hedefliyorsunuz?" sorusuna karşılık verilmiş olabilir. Duyularla İlgili Sorular:Duyu insan ve hayvanlarda dışarısının etkisini bir organizma yardımıyla duyma yeteneğidir.Duyular görme, işitme, koklama, tatma ve dokunma organları ile algılanır. Örnek: Küf yeşili yaprağın üzerinde koyu benekler vardı. Yapraktan acı, kekiğimsi bir koku geliyordu. Adam, yaprağa bakıyor, beneklerini sayıyordu. Birden yaprağın üstündeki beneklerden biri kımıldadı.İrkildi adam. Önce gözlerine inanamadı. Koyu kestane kabuk çıtırdayarak yarıldı, altından tül gibi yarı saydam kanatlar çıktı. Uçuverdi böcek. Nemli, ılık bir esintinin içinde yitip gitti. Bu parçada ayrıntıların seçiminde aşağıdaki duyuların hangisinden yararlanılmamıştır? A) Görme B)Tatma C) Dokunma D) İşitme E) Koklama Çözüm: Parçada duyuları veren ipuçlarını bulalım. "Küf yeşili" sözü renk olduğundan "görme" , "acı bir koku" sözü "koklama" , "çıtırdayarak" sözü "işitme" , "nemli,ılık bir esinti" sözü "dokunma" duyusunun bulunduğunu gösterir.Parçada tatmayla ilgili bir duyu yok. "Acı" sözü sizi aldatmasın parçada bu söz mecaz anlamda kullanılarak, koku söylenmiş. Paragraftan Yargı Çıkarma:Paragraftan hareketle paragraftaki düşünceyle ilgili bazı kanılara varmaktır. Paragraftaki düşünceyi yorumlamayla yargılara ulaşılır. Anlatılanların, neyi düşündürmek istediğine ve hangi amaca yönelik olduğuna göre yorumlanması olumlu veya olumsuz yargıları saptar. Örnek: Kimi çağdaş yazarların hoş bir tutumu var. Önce bilinen bir klişeyi alıp yazdıkları öykünün çıkış noktası yapıyorlar. Siz okur olarak "Eyvah!" der demez, satırların arasında verilen ustalıklı ve incelikli anlatımlar sizi bambaşka bir şölene çağırıyor. Ama öyle dil oyunlarının, bilinç akışı gibi metnin anlaşılmasını güçleştiren yöntemlerin kullanıldığı bir şölen değil bu. İnsanların davranışlarını yönlendiren ögeleri seçiyor, bunları çarpıtmadan çağdaş insanın tutkularıyla bizi yüz yüze getiriyor. Üstelik her şey yalın ve usulca söz söylemeye dayalı. Bu parçada sözü edilen yazarların yapıtlarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? PARAGRAF SORULARINDA ŞUNLARA DİKKAT EDELİM!*Paragraf sorularında önce soru cümlesi okunur.Daha sonra parça okunur.Çünkü parçayı hangi amaçla okuyacağımızı bilirsek amacımıza uygun olarak paragraftaki düşüncelere daha kolay ulaşırız.Bu yaklaşım zamanda kazanç sağlar, dikkatimizin dağılmasını önler. *Paragraf sorularının tamamına yakınını doğru yanıtlayabilmek için, "Paragraflar uzun olduğu için zordur." önyargısını terk edelim; bir parça ne kadar uzun olursa, yanıtı bulmak o kadar kolaylaşır. Çünkü sorunun yanıtı parçada yer alır.Bu nedenle en kolay sorular, paragraf sorularıdır. Bu tip sorular özel bir bilgi gerektirmediğinden, herkes tarafından kolaylıkla yanıtlanabilir. *Sorulanı göz önünde tutarak metni okuyunuz.Önemli gördüğünüz anahtar sözcüklerin altını çiziniz. *Paragraflar bir çırpıda, geri dönüş yapmadan mümkün olduğu kadar hızlı okunmalıdır. Paragrafları dudağımızla değil, gözlerimizle okumalıyız. Yapılan araştırmalar gözün okuma hızının, zihnin düşünme ve anlama hızına dudağınkinden daha yakın olduğunu ortaya çıkarmıştır. *Paragrafta anlatılanlar karşısında nesnel olmalıyız.Bu tür sorularda paragraftaki düşünceye katılıp katılmadığımız ya da o konuda ne düşündüğümüz sorulmaz. Paragraf yazarının söylediklerini anlamamız yeter. *Özel uyarılara dikkat etmeliyiz.Soru cümlesinde altı çizilen ya da tırnak içine alınan "-me, -ma, değildir, yoktur" gibiek ve sözcüklere özellikle dikkat gösterilmelidir. *Paragraf sorularında başarılı olmanız için geçmiş yılların ÖSS sorularını titizlikle, sabırla, dikkatle çözmenizi tavsiye ederiz.Düzenli olarak yapacağınız günlük paragraf çözme egzersizleri anlama,yorumlama ve karşılaştırma yeteneğinizi geliştirecek ve tüm sözel (Tarih, Coğrafya, Felsefe) sorularında fayda sağlayacaktır. OKUMA HIZINIZI ARTIRIN!!!Okuma hızınızı artırmak için yapacağımız işlem çok basittir.Elinize alacağınız bir kalemi mümkün olduğu kadar hızlı hareket ettirerek satırlar üzerinde yürütün ve gözünüzün her defasında birden çok kelime üzerinde sabitleşmesine imkan verir. Kalemi satır üzerinde yürüterek okumak size başlangıçta anlamsız ve çocukça gelebilir.Sonuç olarak yavaş okuduğunuzda ağır ve sıçramalı okuyuşunuzdan ötürü çabuk sıkılır ve dikkatiniz dağılır.Bu sebeple zihniniz okuduğunuz konudan uzaklaşır.Fakat hızlı okuduğunuz zaman elde edeceğiniz ritim ve akış okuduğunuzun anlamına daha kolay ulaşmanızı sağlar. |
Bir parçada, metinde ya da paragrafta anlatılmak istenen asıl düşünceye, verilmek istenen asıl mesaja ana fikir (ana düşünce) denir. Yazıda birçok fikir bulunabilir. Ama asıl anlatılmak istenen fikir tektir. Ana fikir, kısaca, parçanın bir cümlelik özetidir. Ana fikir bazen parçanın içinde bir cümle halinde verilmiş olabilir. Bu durumda o cümleye ana fikir cümlesi diyebiliriz. Ana fikir parçada cümle halinde verilmemişse parçanın bütününden ana fikri kendimiz çıkarmamız gerekir. Bazı parçalarda birden çok ana fikir var gibi görünebilir. İyi hazırlanmış bir parçada kesinlikle tek ana fikir vardır. İkinci ana fikir dediğiniz ikinci görüş, esas ana fikri desteklemek için vardır. |
Ana düşünce Nasıl Belirlenir?Ana düşünceyi belirlemek, bir sözcüğün cümlede kazandığı anlamı, yaptığı görevi, cümlelerin ilettikleri yargıyı kavramaya bağlıdır. Ana düşünceyi belirlemede yanılgıya düşmemek için parçayı bütünüyle kavramayı amaçlayarak okumak gerekir. Parça okunduktan sonra, "Bu parçada yazarın asıl anlatılmak istediği nedir?" sorusuna doğru bir cevap alınırsa, ana düşünce belirlenmiş olur. Ana Düşünce Cümlesinin Yeri
|
DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YÖNTEMLERİ
1. TANIMLAMA
Bir varlığı, bir kavramı temel niteliğiyle belirtmedir. Yazılarda çoğunlukla soyut kavramlar tanımlanır. Yazar, okuyucunun kafasında sınırları tam çizilemeyen bu kavramları tanımlayarak hem kavrama bakış açısını verir hem de okurun kavrama gücünü artırır. Kimi zaman sözlüksel tanımlara başvurulsa da çoğunlukla, yazar tanımlayacağı şeye, yazdığı savunduğu düşünceye uygun bir tanım getirmeyi dener.
Tanım cümleleri ya "... denir."ya da "...dir."şeklinde biter. "Bu nedir?", "Kimdir?" sorusunun yanıtı tanım cümlesidir.
"Dil insanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal bir araçtır."cümlesinde dilin tanımı yapılmıştır.
ÖRNEKLER
1. Stendhal, 1804'te Pauline'e yazdığı bir mektupta şöyle diyor:"... Gündelik sözcüklere verdiğimiz değişik anlamlar yüzünden yanlış yollara sürükleniyoruz. Sözcüklerin gerçek anlamlarını bulmaya çalışalım. Örneğin; "erdem" sözcüğünün büyük insan toplulukları için yararlı bir şeyler yapmak anlamına geldiğini düşünmek gerek. "Eğitim" sözcüğünün de kişioğlunun kafasını, ruhunu biçimlendirmek olduğunu bellemeli."
Bu parçada "erdem" ve "eğitim" kavramları öznel bir biçimde tanımlanmaktadır.
2. Halk, senin benim, bütün teklerin buluştuğu, damlaların gök, elin ayağın beden, akılla duygunun kafa olduğu değişik renk, ses ve kokuların kaynaştığı, birliğe vardığı yerdir.
Bu cümlede halk, bireylerin maddi ve manevi bir birleşimi olarak tanımlanmıştır.
ÖRNEK SORU
Korku bir ruh hâlidir, ikide bir gelip giden, bizi yoklayan, dengeleyen... Yüreklilik ise büyük korkular önünde kendimizi yitirerek yaptığımız atılımdır. Her şeyi göze almak değildir, ölüme, tehlikeye meydan okumak değildir, yapacak başka bir şey
olmaması hâlidir.
Bu parçada düşünceyi geliştirmek için daha çok aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Betimlemeye B) Tanımlamaya
C) Karşılaştırmaya D) Tartışmaya
E) Örneklendirmeye (1981 / II)
ÇÖZÜM: Parça "korku"nun tanımıyla başlamış,arkasından "yüreklilik'ln tanımıyla devam etmiştir.
"Korku"nun tanımı "yüreklilik"! daha iyi kavramamız bakımından yapılmıştır. YANIT : B
2.ÖRNEKLEME
Soyut kavramları, düşünceleri belirgin kılmak için uygulanan bir anlatım yoludur.
Örnekleme soyut bir düşünceye somutluk katar, yazının anlaşılmasını kolaylaştırır. Bu nedenle en sık kullanılan anlatım yoludur.
20 Yazıdaki örnekler, yazarın okuduklarından, dinlediklerinden seçilmiş olabileceği gibi yaşadıklarından, duyup gözlemlediklerinden de seçilmiş olabilir.
Yazıda bir sanatçı ya da eser adı verilerek de örnekleme yapılabilir.
ÖRNEK
Ben her okuduğum romanda asıl kendime yaklaştığıma inanıyorum. Her biri çok yanlı gerçeğimizi belli bir yandan açar bana. Neden söz ederse etsin, beni, başkalarını, yaşamayı tanıtır. Balzac "Eugenie Grandef'i yazmasaydı, gecem gündüzüm bencillerle geçtiği hâlde nerden bilecektim bencilliği? "Kızıl ile Kara" olmasaydı benim de öz geçmişimden haberim olmayacaktı. Goste Berling'le kuzeyi dolaşmasaydım, en soğuk geçen kışları bile sevmez, bahar gelince de toprağın coşkusuna kapılmazdım ki.
Yazar, "Roman okumak, kişinin kendisini, başkalarını, yaşamı tanımayı öğretir." düşüncesini bazı eserlerden öğrendiklerini örnekleyerek kanıtlamaya çalışıyor.
ÖRNEK SORU
Ankara, tarihin şaşırtıcı terkipleriyle doludur. Burada kerpiç bir duvardan İyonya tarzında bir sütun başlığı fırlar; bir türbe merdiveninin basamağında bir Roma konsülünün şehre gelişini kutlayan bir baş görünür. Ahi Şerafettin'in türbesini, asırlardır Greko Romen aslanları bekler. Bu yüzden Aslanhane adını alan caminin mihrabında Etilerin toprak ve bereket ilahesinden başka bir şey olmayan bir yılan, meyveler arasında dolanır. Yazar, parçanın ilk cümlesindeki savını inandırıcı kılmak için aşağıdakilerin hangisine özellikle başvurmuştur?
A) Örneklemelere ağırlık verme
B) Öyküleyici anlatım yolunu seçme
C) Konuyu tartışma içinde sunma
D) Okurun hayal gücüne dayanma
E) Kanılarını öne çıkarma (1982/11)
ÇÖZÜM: Parçanın ilk cümlesinde "Ankara'nın, tarihinin şaşırtıcı birleşimlerle (tertipleriyle) dolu" olduğu belirtilmektedir. Sonraki cümlelerde ise bu birleşimi oluşturan kültür kalıntıları tek tek sayılmakta, yani örneklendirilmektedir.
Böylece ilk cümledeki savı inandırıcı kılmak için örnekleme yöntemine ağırlık vermiştir. YANIT: A
3. KARŞILAŞTIRMA
Herhangi bir düşünceyi açıklamak için iki varlık, iki kavram arasındaki benzerlik ya da karşıtlıklardan yararlanmaktır. Karşılaştırma da somutlaştırmayı sağlayan bir yoldur.
ÖRNEK
Arı, on binlerce yıldır aynı işi en kusursuz biçimde yapar: Düzgün, geometrik ölçülerle peteğini örer ve topladığı bin bir çiçek tozundan, bir kimya laboratuvarının imbiklerinden daha üstün biçimde balını süzer. Oysa insanoğlu uğraştığı on binlerce işi binlerce yıldır giderek geliştirmekte ve hâlâ en kusursuza ulaşmaya çalışmaktadır, işte insan budur.
Bu parçada insanla arı karşılaştırılarak verilmiştir. Bu karşılaştırmadan "İnsanoğlu, uğraştığı işi giderek geliştirmekte ve kusursuzluğa ulaşmaya çalışmaktadır." ana düşüncesine ulaşılmıştır.
ÖRNEK SORU
İnsanlığın adım adım ilerlemesini sağlayan şey, kuşkusuz, kişisel kazançların ürün ve buluşların kuşaktan kuşağa aktarılmasıdır. Hayvanlar dünyasında buna benzer bir olay yoktur; eğitim görmüş bir köpek, başka bir köpeği eğitemez.
Bu paragrafın anlatımında aşağıdakilerden hangisi daha ağır basmaktadır?
B) Kanıtlama D) Karşılaştırma
A)Benzetme C) Örneklendirme E) İlişki kurma
(1981 /1)
ÇÖZÜM: İnsanda bilginin kuşaktan kuşağa aktarıldığı o nedenle insanlığın sürekli ilerlediği, oysa hayvanlarda bu olguların söz konusu olmadığı anlatılmış, insan ile hayvan arasında karşılaştırma yapılmıştır.
YANIT : D
Karşılaştırma üç biçimde yapılır
1) Benzerliklerden Yararlanma
Varlık ya da kavramların yalnız benzeyen yönleri ele alınarak karşılaştırma yapılır.
ÖRNEK
Andre Maurais'ya göre hikâye, romandan çok tiyatroya yakın bir türdür. Tiyatro gibi onun da sağlam bir çatıya, örgüye, becerikli bir sona, kısacası bir "perde"ye ihtiyacı vardır. Hikâyeden film çıkarmak, romandan film çıkarmaktan daha kolay değildir.
Bu parçada öykü ile tiyatronun benzer yönleri sıralanarak karşılaştırma yapılmıştır.
2) Karşıtlıklardan Yararlanma
Varlık ya da kavramların yalnız karşıt yönleri ele alınarak karşılaştırmaya başvurulur.
ÖRNEK SORU
Edebiyatın konusu insandır, doğadır; edebiyat bütün olanaklarıyla insanı tanıtmaya yönelmiştir. Eleştirinin konusu ise eserdir; amacı eseri tanıtmak ve değerlendirmektir. Edebiyatta dolaysız bir yaratma söz konusudur. Eleştirmen ise dolaylı yaratan kişidir. Yargılanan bir eser olmadıkça eleştiri de olmaz.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
B) Karşılaştırma D) Tartışma
A) Örneklendirme C) Tanımlama E) Öyküleme
(1988/11)
ÇÖZÜM: Bu parçanın anlatımında kullanılan yöntem "karşılaştırma"dır. "Edebiyat" ile "eleştiri" konuları yönünden; "edebiyatçı" ile "eleştirmen" yaratmadaki nitelikleri yönünden karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırmada ayrı yönler ele alınmıştır.
YANIT: B
3) İlişki Kurma
İki olay ya da iki durum arasındaki benzerlikten yararlanarak düşüncenin somutlaşması sağlanır.
ÖRNEK
Okulda iken tahta sıraların üstüne isimlerini çakıyla kazıyan arkadaşlarımız vardı. Bir gün bunlardan birisine:
- Ne işe yarayacak bu? diye sormuştum. Küçücük bıçağın ucuyla tahtayı oymaya devam ederek düşünmeden cevap verdi:
- Hiiçç... yarına kalır.
Günlerden bir gün Persespolis'i geziyordum. Şehrin girişindeki aslanlı kapının duvarında isimlere rastladım. Bunlar, vaktiyle harabeleri gezmeye gelmiş her milletten gezginlerdi. Herkes zamanla yumuşamış taşlara kendi adını kazımıştı. Bunlardan tarihin büyük duvarlarına tutunmak isteyen insanların duygularını gördüm. Sanırım içlerinden birini okul arkadaşım gibi yakalayıp davranışının sebebini sormak mümkün olsaydı, aynı cevabı verecekti.
- Hiiçç.... Yarına kalır.
Bu parçada "bilinçli" olmamakla birlikte sözün uçup gideceğini, ama yazının, böylece insanın yarına kalacağını düşünenlerin davranışı verilmektedir. Yazar, arkadaşı ile gezginlerin davranışlarındaki benzerlikleri arasında ilişki kurarak düşüncesini sunmuştur.
4. TANIK GÖSTERME VE ALINTI YAPMA
Bir düşünceyi savunmak, doğruluğunu kanıtlamak için aynı görüşü paylaşan, destekleyen bir kişinin -kimi zaman karşıt görüşün yanlısı bir kişi de olabilir- yazılarından veya konuşmalarından alıntı yapmaktır. Tanıklığına başvurulan kişinin sözü edilen konuda yetkin olması gerekir. Yazar, bu yetkin kişinin sözünü ya kendi sözü hâline getirir (dolaylı anlatım) ya da sözünün tamamını veya bir bölümünü tırnak içinde vererek kullanır (doğrudan anlatım).
Tanık gösterme iki yolla gerçekleşir: Yazar, ya tanığın sözünden yola çıkarak, onun inandırıcılığına dayanıp düşüncelerini geliştirir ya da kendi görüşünü belirttikten sonra tanığa başvurarak düşüncesini inandırıcı kılmaya çalışır. Tanık gösterme atasözleriyle de yapılır.
ÖRNEK SORU
Andre Gide bir yazısında şöyle der: "Sanatçının konusu insandır. Bir insanın yaşamı o insanın düşlerinin de kaynağıdır." Bu söze katılıyorum. ; Çünkü yaşananlarla düşler iç içedir. Sanatçı, yazar, ozan da insan yaşamını, insan düşlerini bir yapıtta gerçeğe dönüştürendir. Başkasına, geleceğe bakandır. Kendi yaşadıklarına, düşlerine herkesi ortak edendir.
Bu parçada yazarın, Andre Gide'den bir alıntı yapmış olmasının nedeni aşağıdakilerden özellikle hangisi olabilir?
A) Anlatımına akıcılık kazandırma
B) Okuyucunun ilgisini çekme
C) Sanatçı konusundaki görüşlerini inandırıcı kılma
D) Karşıtlıklardan yararlanarak düşüncesini geliştirme
E) Yaşamla sanat eseri arasındaki ilişkiyi kanıtlama
(1981 / II)
ÇÖZÜM: Bu paragrafta yazarın düşüncesi şudur:"Sanatçı insanı konu alır ve onun yaşamını, düşlerini bir yapıtta gerçeğe dönüştürür." Bu görüşünü inandırıcı kılmak için, Andre Gide gibi ünlü bir sanatçının aynı konudaki bir sözünü paragrafına katıyor, görüşün doğru olduğuna bir kanıt olarak kullanıyor. Cevap bu yüzden C ' dir. YANIT : C
Yazıda tanık göstermeye ve alıntılamaya başvurulmasının nedeni, öne sürülen düşüncenin inandırıcı olmasını, kanıtlanmasını sağlamaktır. Bu yüzden atasözleri, özdeyişler düşünceyi inandırıcı kılmak için kullanılabilir.
ÖRNEK
Herkesi her yönüyle bağışlamak bir bakıma herkesi kendinden küçük görmek, kendini herkesten büyük görmek değil midir? Küçüktür, ne yaptığını, ne dediğini bilmez, bağışla; diye diye kişi kendini ne kadar çok yüceltir. Atalarımız boşuna dememişler: "Bağışlamak büyüklüğün ünündendir." Dahası herkesi bağışlamak, biraz olsun tanrısallık, insanüstülük sınavında bulunmak değil midir?
Yazar bu paragrafta düşüncesini inandırıcı kılabilmek için atasözünden yararlanma yoluna gitmiştir.
5. SAYISAL VERİLERDEN YARARLANMA
Düşüncelerin kanıtlanması, inandırıcı kılınması için araştırma sonuçlarından yararlanma yoluna gidilir.
İstatistiklerin -sayılara karşı beslenen güvene bağlı olarak- inandırıcı etkisi, savunulan düşüncelerin sayısal verilerle desteklenmesini getirmiştir.
Güvenilir kaynakların sunduğu verilerin kullanılması yazarın inandırıcılığını büyük ölçüde artırır. Ancak genelleşmiş istatistik bilgiler ve kasıtlı olarak veritenler güvenirliği sarsar.
ÖRNEK SORU
(I) Dünyanın en güzel, en lezzetli inciri Türkiye'de yetişir. (II) Yıllık üretim 185 bin ton civarındadır. (III) Kalkınabilmemiz için bu üretimi daha da artırmalıyız. (IV) Öteden beri dışa sattığımız mallar arasında incir önemli bir yer tutar. (V) Bu da incirlerimizin dış ülkelerde nasıl arandığını gösterir.
Bu paragrafı oluşturan cümlelerden hangileri, ötekilere göre daha kesin bir biçimde ve kolaylıkla kanıtlanabilir yargılar niteliğindedir?
A) I. ile V. B) I. ile IV. C) I. ile III.
D) II. ile V. E) II. ile IV.
(1981 /I)
ÇÖZÜM: İncir'in yıllık üretiminin 185 bin ton olduğu sayısal verilerden yararlanarak kanıtlanabilir. Yine incirin dışa satılan maddeler arasında önemli bir yer tuttuğu da sayısal verilere bakılarak tespit edilebilir.
YANIT : E
6. SOMUTLAMA
Soyut kavramları benzetme yoluyla açıklamaktır. Kavram, benzetilen varlığın bazı nitelikleriyle kavratılmaya çalışılır. Bu yolla kavram zihinde canlanır, görünürlük kazanır.
Örnekleme, tanımlama, karşılaştırma gibi düşünceyi geliştirme yollarında somutlamaya başvurularak düşünce kolayca kavratılır.
ÖRNEK
Benim ruhum hava ile dolu bir şişeye benzer. Bu şişe hiçbir zaman hayat kaynağı olan oksijenden mahrum kalmaz. Bu şişenin içindeki havayı bir boşaltgaç ile istediğiniz kadar boşaltmaya çalışınız, yine içinde biraz olsun oksijen kalır. Ruhumun kanına can veren manevi oksijen de "ümit'tir.
Soyut bir kavram olan ümit, oksijene benzetilerek somutlaştırılmıştır.
7. SOYUTLAMA
Düşünceleri; somut kavramlara, soyut anlamlar vererek açıklamaktır.
Soyutlama yoluyla anlam yoğunlaştırılır. Okurun bilgi ve yaşam birikimine bağlı olarak yorumu sağlanır. Kavramın netleşmesi, okurun çağrışımına bağlıdır. Bu yol daha çok şiirde kullanılır.
ÖRNEK
Saat Çini vurdu birden: pirinççç
Ben gittim bembeyaz uykusuzluklardan
Kasketimi üstüne eğip acılarımın
Sen yüzüne sürgün olduğum kadın
Karanlık her sokaktaydın gizli bir köşedeydin
8. BENZETME
Çoğunlukla cümle düzeyinde kullanılan, anlamı zenginleştirmeyi amaçlayan bir düşünceyi geliştirme yoludur. Paragrafın içinde yer yer bulunur, anlatıma güç katar.
Benzetme, aralarında benzerlik olan iki şeyden benzerlikçe zayıf olanı güçlü olanla anlatmaktır.
* Erkenden yağan yoğun kar, sanki beyaz bir ölümdü.
* Bu olaydan sonra kendimi kuş gibi hafif hissediyorum.
*Bülbülün güle kavuşması gibiydi iki sevgilinin
buluşması.
* Güneş bu sabah, dalından koparılmış taptaze portakalı andırıyor.
1. ANLATIM BİRİMİ OLARAK PARAGRAFBir düşünceyi ana düşünce etrafında destekleyen cümle veya cümleler topluluğuna paragraf denir. Paragrafı oluşturan cümleler birbirleriyle bağlantılıdır; bu bağlantı paragrafta anlam bütünlüğünü oluşturur. Paragraf tek bir cümleden oluşabileceği gibi birden fazla cümlelerden de oluşabilir. Bir düşünce bir cümleyle anlatılabileceği gibi, birden fazla cümlelerle de anlatılabilir. Ancak gereksiz cümlelerle doldurulan paragraf okuyucuyu sıkar, yazının etki gücünü azaltır. Paragraf bir yazıda düşünce birimidir. Sözcükte sesler, cümlede sözcükler, paragrafta cümleler ve metinde de paragraflar dil birliği birimidir. Metinde sözcükler belli kurallara göre birleşerek cümleleri, cümleler de paragrafları oluşturur. 2. PARAGRAFTA YAPIYapı bakımından bir paragrafta üç bölüm bulunur. Bunlar giriş cümlesi, gelişme bölümü ve sonuç cümlesidir. Bir metinde söylenmesi gerekenler paragrafta söylenir. Gereğinden az ya da fazla söylenenler paragrafın yapısını etkiler. Paragrafta birbiriyle bağlantılı, ilgili cümlelere yer verilir. Paragrafın ilk cümlesi giriş cümlesidir.Giriş cümlesi ilgi çekecek, merak uyandıracak şekilde düzenlenir. İyi düzenlenmiş bir paragrafta bir cümle dahi çıkartılamaz. Çıkartılan cümle anlam kaybına neden olur. 3. PARAGRAFIN BOYUTUParagrafın boyutu anlatılan, tanıtılan, bildirilen konunun yer zaman ve kişilerle ilgi derecesine göre belirlenir. Anlatıcının, anlattığı yer ve objeyle ilişkisi paragrafın uzun veya kısa olmasını belirler. İletişim biçimi; iletinin (mesajın) niteliği; alıcının, göndericinin durumu ve ileti kanalının durumu paragrafın boyutunu etkiler. Tek cümleden oluşan paragraflar olduğu gibi birden fazla cümleden oluşan paragraflar da vardır. Yalnız karışık konularla ilgili düşüncelerin bir paragrafta toplanması güçtür. Bu tür metinlerde daha çok paragraflara yer verilebilir. 4. PARAGRAFTA ANLAM VE ANA DÜŞÜNCEBir metinde yazarın okuyucuya vermek istediği temel düşünceye ana düşünce denir. Başka bir söyleyişle ana düşünce paragrafta iletilmek istenen iletinin en kısa ve açık ifadesidir. Paragrafta ana düşünceyi destekleyen onu açıklayan diğer düşüncelere de yardımcı düşünce denir. Paragraftaki yardımcı düşünceler ana düşünce etrafında, onu değişik yönlerden destekleyen, tamamlayan, açıklayan ve onun doğruluğunu, yanlışlığını kanıtlayan cümle ve ifade kalıplarıdır. Paragraftaki ana düşünce diğer paragraflardaki ana düşüncelerle bağlanır. Bu bağlantılarla metnin bütünlüğü sağlanır.Paragrafta metnin tamamı dikkate alınarak ne, kim, nerede ne zaman, nasıl, ne kadar gibi soruların cevabı olacak şekilde iletiyi belirten düşüncelere yer verilir. 5. PARAGRAF ÇEŞİTLERİParagraflar ifade edilecek konuya göre öyküleme, çözümleme, tanıtma, tanımlama, anlatma, betimleme, açıklama, tartışma, söyleşme vb. anlatım türlerinden biriyle oluşturulur. Paragraflar konu ve anlatımlarına göre çözümleme paragrafı, olay paragrafı, fikir paragrafı, fantastik paragraf vb. olarak adlandırılır. Belli başlı paragraf çeşitleri şunlardır: b. Çözümleme Paragrafı: Bir düşüncenin incelenerek çözümlemesinin yapıldığı paragraflardır. Bu tür paragraflarda paragrafın konusu olan kişinin görünüşünden, konuşmasından davranışlarından söz eden cümlelere yer verilir. Bir düşünceyi çözümleyen paragraflarda düşünceyi oluşturan, destekleyen, geliştiren ögeler üzerinde durulur. c. Düşünce (Fikir) Paragrafı: Herhangi bir konuda bilgi vermek, bir düşünceyi kanıtlamak amacıyla yazılan öğretici metinlerde bulunur. ç. Betimleme (Tasvir) Paragrafı: Bir olayı ya da bir varlığı canlandırmak amacıyla yazılan paragraflardır. Betimleme paragrafında betimlenecek kişi, yer ve görünüşün benzerlerinden ayıran özellikleri üzerinde durulur. Betimleme paragrafında betimlenecek varlığın niteliğine göre paragrafın dili değişir. d. Açıklama Paragrafı: Herhangi bir konunun, kavramın, nesnenin kullanımını, değerini açıklamak için yazılan paragrafa açıklama paragrafı denir. Açıklama yapılırken basit olandan karmaşık olana doğru gidilir. Yerine göre açıklanacak konunun herkesçe bilinen veya bilinmesi gereken yönü belirtilir. Açık, anlaşılır bir dil kullanılır. e. Düşsel (Fantastik) Paragraf: Çağrışıma bağlı tamamen olağan ve olağan dışı hayal gücüne dayanılarak oluşturulan paragraflardır. f. Mizahi Paragraf: Mizah (gülmece) yazılarında okuyucuyu gülmeye ve alaycı bir bakış açısıyla düşünmeye yönelten paragraflardır. 6. PARAGRAFTA DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARIBir metnin giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden meydana geldiğini biliyorsunuz. Bir metinde giriş paragrafı, konunun ne olduğunun ortaya konulduğu bölümdür. Burada ele alınan konu, tartışılacak sorun ortaya konur. Bir bakıma bu bölüm tanıtma paragrafıdır. Giriş paragrafında ortaya atılan görüşler metnin diğer paragraflarında (gelişme bölümünde) örneklerle, karşılaştırmalarla ve açıklamalarla anlaşılır hâle getirilir. Giriş paragrafındaki görüşler kanıtlanır. Sonuç paragrafında da anlatılanlardan bir sonuca varılır. Metnin gelişme bölümü bir paragraf olabileceği gibi ele alınan konunun boyutuna göre birden fazla paragraftan da oluşabilir. Metinde geliştirme paragraflarda ileri sürülen düşüncelerin birbirine bağlanmasıyla sağlanır. Paragraflar arası düşünceler âdeta bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlanır ve metinde mantıksal bir bütünlük kurulur. Metnin geliştirilmesinde örnekleme, verilerden yararlanma, konuyla ilgili kanıtlar gösterme gibi çeşitli yöntemlere başvurulur. Bu yöntemlerin hepsi bir arada kullanılmaz. Anlatılacak konunun özelliğine uygun olan bir yöntem seçilir. 7. METİN VE PARAGRAFBir metin duygu düşünce ve isteklerin iletilmesinde kullanılan bir iletişim aracıdır. Paragraflar ise bu iletişim aracının bir alt birimidir. Paragraflarda ele alınan düşünce ve görüşler metni oluşturur. Metinlerde okuyucuyu bilgilendirmeye, onu coşturmaya ya da hüzünlendirmeye yarayan hususlar yer alabilir. ÖZETBir düşünceyi ana düşünce etrafında destekleyen cümle veya cümleler topluluğuna paragraf denir. Bir paragraf cümlelerden, cümleler sözcüklerden ve sözcükler de seslerden oluşur. Bu bakımdan paragraf kendi içerisinde bir anlam bütünlüğü bulunan bir düşünce birimidir.Bir metinde söylenmesi gerekenler paragrafta söylenir. Paragrafta giriş cümlesi, gelişme bölümü ve sonuç cümlesi bulunur. Paragrafın boyutu ele alınan konuya göre değişir. Tek cümleden oluşan paragraflar olduğu gibi birkaç cümleden oluşan daha uzun boyutlu paragraflar da vardır. Paragraftaki verilmek istenen iletinin en kısa ve yalın ifadesine ana düşünce denir. Paragraflarda ele alınacak konuya göre öyküleme, çözümleme, tanıtma, betimleme vb. anlatım türlerinden biriyle oluşturulur. Paragraflar konu ve anlatımlarına göre olay, betimleme, çözümleme, düşünce, açıklama vb. türlere ayrılır. Paragrafta ele alınan görüşler örnekleme, açıklama, karşılaştırma yollarıyla geliştirilir. Paragraftaki düşünceler bir ana düşünce etrafında bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlanır. Bir metinde okuyucuyu bilgilendiren, ona mutluluk veren coşturan hüzün veren paragraf yer alabilir. |